25 Haziran 2015 Perşembe

Buzkentin En Soğuk Kızı// Kitap Yorumu (BibliophilesJournal)

Orijinal Adı: The Coldest Girl In Coldtown
GoodReads Puanı: 3.87
Türkçe Yayın: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 449
Çeviri: Deniz Evliyagil
Satın Alabileceğiniz İnternet Siteleri: İdefix, D&R, Kitap Sihirbazı, Okuoku, İlknokta, Amazon Kitap Yurdu, 
Tür:Fantastik

Tana'nın dünyasında Buzkent denen, duvarlarla çevrili şehirler vardı. Karantinaya alınmış canavarlarla insanların yaşadığı Buzkentler, av ve avcının bir arada olduğu kanlı bir hapishaneydi. Ve Buzkent'in kapısından bir kez içeri girince, bir daha çıkamazdınız...

Tana son derece sıradan bir partinin sabahında uyandığında, kendini cesetlerin arasında bulacaktı. Korkunç katliamdan onun dışında iki kişi daha sağ kurtulmuştu. Tana'nın sevimli eski erkek arkadaşı ve korkunç bir sır saklayan, gizemli bir genç adam. Tana; üçünün de hayatını kurtarmak için bildiği tek yolu izleyecek, doğruca Buzkent'in dehşet verici kalbine gidecekti.







''Şafaktan daha tehlikelisin''

Merhaba! Bloguma resmi olarak ilk yorumumu giriyor bulunmaktayım ve aşırı heyecanlıyım! Birçok insanın ilk defa hiçbir düşüncemi kısaltmadan yazacağım uzun yorumumu okuyacak olduklarını bilmek beni çok mutlu ediyor.
Instagram hesabımdan da bildiğiniz üzere bu ay Artemis Yayınevi'nin de katkısıyla yeni çıkan kitapları Buzkentin En Soğuk Kızı kitabının turunu gerçekleştiriyoruz. 
Her zaman vampirli kitaplara karşı ön yargılı olmuşumdur. Özellikle Gece Evi serisinin ilk kitabını bile tamamlayamamış bir kız olarak çok beğendiğim bir kitap olsa dahi sakince aldığım rafa geri bırakıyordum. Ta ki Holly Black ile tanışana dek.

Demir Yıl kitabından da bildiğim ve büyük bir hayranı olduğum Holly Black'in kitabının çevirileceğini öğrendiğim an ''Bu kitabın turu her ne olursa olsun bizde olmalı!'' dedim ve Tur grubumuzla büyük bir çalışma içerisine girdik. Vampirli olması umurumuzda bile olmamıştı, biliyorduk Holly Black bizi hayal kırıklığına uğratmazdı.
Yanılmadık da. Okuduğum vampir kitapları bir elin parmağını dahi geçmiyor bile olsa bu kitap vampirleri ele alan kitaplara karşı daha sıcak yaklaşmamı sağladı diyebilirim.


''TÜM KURALLARI BAŞKA BİRİ TARAFINDAN BELİRLENEN BİR OYUNDA ASLA KAZANAMAZSIN.''



Kitabın ilk önce ''zehir yiyenler'' adlı kitapta öyküsü yazıldı fakat Holly Black'in kararıyla kitaba dönüştürüldü.  Konusuna göre sakin bir ilerleyişi var. Her şey Tana'nın arkadaşının düzenlediği bir partinin sabahında kendisini küvette bulmasıyla başlıyor. Parti vampirlerin saldırısına uğramış bulunmakta. Bu partiden sağ çıkan 3 kişi var, Tana, onun eski erkek arkadaşı Aidan ve hayli yakışıklı bir vampir olan Gavriel. Tana uyandığında Aidan ve Gavriel'in duvara zincirlerle bağlanmış olduğunu görür ve onları kurtarır. Fakat bir sorun vardır, Tana onları kurtarırken katliamı yapan bir vampir tarafından ısırılmış ve soğuk kapmıştır. Aynı şekilde Aidan'da soğuk kapmıştır ve bu 3 insan soğuktan kurtulmak için vampirlerin ve soğukların yaşadığı  Buzkent'e doğru yola çıkarlar, olaylar buradan itibaren başlar. Tana Gavriel'in neden onlarla geldiğine bir anlam veremez fakat bunu sormaz da. Çünkü Buzkent yolunda Gavriel'den hoşlanmaya başlamıştır.

"'Ölüm neden yaş ve gençlik arasında ayrım yapar diye mi soruyorsun?'dedi Gavriel sakince.'Ölümün de herkes gibi kendine göre beğenileri,favorileri var. Ölümün sevdikleri ölmez."

Tana çok yardımsever ve kendinden çok başkalarını düşünen bir karakter. O kadar sevimli ve cana yakın geldi ki bana favori karakterlerimden biri oldu diyebilirim. Cesur karakterleri daha bir seviyorum! Aidan karakter olarak sempatik çılgın bir şey. Tam tanımlayamıyorum da, o kadar sinir oldum ki (Yazar burada abartılı bir şekilde göz devirir.) Gerçekten sevemediğim bir karakterdi. Uğraştım ama olmadı. Gavriel ise hoşlanılmayacak bir tip değil. Tana'ya bu yüzden hiç kızamıyorum! Beni en çok şaşırtan karakterlerden biri oldu. Anlatılan yakut gözleri hayalimden bir türlü silinemiyor.  

''İnsan ne zaman en dipte oduğunu,daha fazla batamayacağını düşünse mutlaka daha dibe batar. Korkacak daha kötü bir şey vardır daima.''
Kitabın  başındaki alıntılar bilge kişilerin ölüm hakkında yazdığı cümlelerden oluşuyor. Bu fikire ilk defa Buzkent'in En Soğuk Kızı kitabında rastladığım için çok hoşuma gitti. Cümleler gerçekten çok hoş. Kitap 3 kişinin bakış açısından anlatılıyor. Tana, Gavriel ve Aidan. Kitabın içinde geçmişten kesitlere rastlıyorsunuz. Geçmiş kesitlerinden hoşlanmayan bir insansanız bu biraz kafa karıştırıcı olabilir ama çok rahatsız edeceğini sanmıyorum. Sizi yoran bir kitap değil, aksine sevmediğim bir tür olmasına rağmen akıcılığı beni bile şaşırttı. Gavriel'le ilgili öğrenilen gerçeği hiç beklemiyordum ve tahmin de edememiştim. Bu gerçek beni kitaba karşı tabiri caizse dumura uğrattı diyebilirim. Kitapta çevirmenden kaynaklı birkaç küçük hata var fakat bunu kitabın yetiştirilmeye çalışmalarına yoruyorum. Yine de dikkat edilse çok daha hoş olabilirdi, bu gibi hatalar bizim radarlarımızdan kaçamıyor. Kitabın sonu ise beni tatmin etmedi. Ah, o son... Ucu o kadar açık ki, ne oldu ne bitti anlayamıyor ve bilemiyorsunuz. Bu da sizi haliyle sinir ediyor. Umarım Holly Black ikinci bir kitap çıkarır da kafamdaki soruları giderebilirim.









24 Haziran 2015 Çarşamba

ORADA BİR BLOG VAR UZAKTA

Uzun, çok uzun zamandır instagram'da bookbloggersdoitbetter kullanıcı adım altında yorumlarımı sizinle paylaşıyordum. Fakat instagram'da 2000 karakter kısıtlamısı gibi lanet bir durum olduğundan bir türlü tam olarak yorumlarımı giremiyor, sağından solundan kırparak atıyordum. E haliyle bu da içime sinmiyordu. Bugün bütün gün boyunca uğraştım ve bir blog açabildim! Ben de artık buralardayım!!!
Artık instagram'ımda bulunan çoğu kitabın eleştirisini uzun uzun bir şekilde buraya yazacağım. Aynı zamanda yazdığım denemeleri, izlediğim dizi ve filmlerin yorumlarını da paylaşmayı düşünüyorum.

Hadi bakalım! Uzun yorumlar sizi bekler!